31 Aralık 2011 Cumartesi

Resim gibi hat ya da hat gibi resim: Batılı göz hangisini görmek istiyor?

Hz. Muhammed’in aldığı ilk vahiyden bu yana, İslam dini için okumak ve elbette yazmak eyleminin yeri açıkça belirlenmiştir. İslam kültüründe hakikatin ve sanatın özü “söz” kabul edilir. Dolayısıyla yüzyıllardır kutsal metinlerin yeniden yazımı ile yazının kendisinin de kutsallık kazandığı yadsınamaz. Hatta “Kur’an’ın her bir harfine en az 10 sevap verileceği”ni söyleyen, harflere dikkat çeken bir hadisi şerif bile mevcuttur.

Uzun tarihinde bin bir türlü kaideyle bin bir çeşidi gerçekleştirilmiş ve İslam toplumlarında diğer sanatlara oranla belki de en büyük ilgiyi gören hat sanatı, uluslararası sanat piyasası tarafından çoktan fark edilmişti zaten. Ancak geleneksel anlamda hat örneklerine olan talebin yanı sıra Sotheby’s’in çağdaş Arap hat sanatıyla ilgili 16 Aralık’ta Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirdiği “Hurouf: The Art of the Word (Harfler: Kelime Sanatı)”1 başlıklı müzayede, söz konusu ilginin bir başka biçimiyle karşımıza çıkması bakımından önemliydi. Burhan Doğançay, Gürkan Pehlivan, Ali Toy, Levent Karaduman ve Hasan Çelebi gibi Türk ustaların da çalışmalarının yer aldığı müzayedede asıl olarak Arap coğrafyasında üretilen birbirinden resimsel 145 çağdaş hat yorumu oldukça yüksek fiyatlara alıcı buldu. 20. yüzyıl Batı sanatında Doğu kaligrafisinden esinlenen ve bambaşka yorumlara varan birçok sanatçı olduğunu biliyoruz. Ancak müzayededeki çalışmaları “Doğu etkisinde Batılı sanat”tan farklı kılan birçok ilginç nokta var. Batı merkezli plastik sanatlar anlayışının tüm dünyada birincil sıraya yerleşmesiyle Doğu’ya dair olanı bizzat Doğulu sanatçıların Batılı anlayışta yorumluyor olması, konunun hayli enteresan bir yönü mesela. Ayrıca çalışmaları “resimsel hat yorumu” olarak tanımlamak o kadar da kolay değil. Elbette meselenin bir de mali yönü bulunmakta. Sotheby’s müzayedesi eksenli tüm bu hususlardan yola çıkarak, halen dünya sanat piyasasını elinde bulunduran ABD-Avrupa eksenli gücün geleneksel Doğu sanatlarına ilgisinin yaptırımsal bir boyuta taşındığını iddia etmek ve hemen bu tespitin peşinden gelebilecek birçok soruyu ileri sürmek mümkün.

yazının tamamı Artam Global Art dergisi Nisan-Mayıs 2011 sayısında...